Email: [email protected]tel: +8618221755073
espriyi yeteri kadar komik bulduğu kadar gülecek sebep bulundurmayan bir durum olarak da, kırıcı veya kırıcı olmayacak şekilde de bulabilirler. Kaynak: Komedi
Kırıcı İngilizce Çeviri | Kırıcı İngilizce Anlamı | Kırıcı İngilizce Ne Demek ? | Kırıcı Çeviri | İngilizce Kırıcı Çeviri Kırıcı İngilizce Anlamı | Kırıcı İngilizce Ne Demek? | Kırıcı Çeviri | Çevirce
Değeri çok olan, gösterişli. Dokunaklı, insanın gücüne giden, kırıcı. Yoğun. Sindirimi güç (yiyecek). Çetin, güç. Çapı, boyutu büyük. Yavaş. Ağır sıklet. Keskin, boğucu (koku). Fiziksel sebeplerden dolayı güç işiten (kulak). Kısık, alçak. Yavaş bir biçimde. Ciddi. Ağırbaşlı, ciddi. Sıkıntı veren, bunaltan.
Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse veya kuruluş. Bir şeyin gerek tiği gibi gelişme sini, oluşma sını önleyen, engel leyen. Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.). Kırınım oluşturan.
kırıcı kelimesinin eş anlamlı kelimeleri nelerdir ? kırıcı kelimesinin benzer anlamlı kelimeleri nelerdir ? kırıcı kelimesinin zıt anlamlı kelimeleri nelerdir ?
kırıcı nedir? kırıcı ne demek? kırıcı ne demektir; kırıcı kelimesinin anlamı; kırıcı kelimesinin anlamı nedir? kırıcı kelimesinin anlamı ne demek? kırıcı kelimesinin anlamı …
Anlamı (eş anlamlısı): Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse veya kuruluş. Özelliği / Tipi / Türü; "isim, ticaret"
Bunun yanı sıra bildikleri kelimelerin anlamlarını da merak edebilirler. Bu çerçevede Kırıcı kelimesi de anlamı irdelenen kelimeler arasında yer alır. Kırıcı ne demektir?
Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse, kuruluş. Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyici, engelleyici. Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.). Kırınım oluşturan. Abrasive.
get the knife into (someone) f. 147. Deyim. (birine) kırıcı sözler söylemek. have a jab at (someone or something) f. 148. Deyim. biri/bir şey hakkında kırıcı bir şey söylemek. take a poke at somebody/something [old-fashioned] [us] f.